İstanbul’un fethine kadar tam 88 yıl Osmanlı’ya başkentlik yapmış bir şehir Edirne. Adım başı sizi karşılayan tarihi yapıları, Mimar Sinan’a ilham olan Üç Şerefeli Cami’si, devasa kubbesiyle sizi selamlayan Selimiye’si ve kapalı çarşılarıyla buram buram tarih kokan Edirne’ye yolunuz düşürmeniz için size pek çok sebep sıralayabilirim ama en basitini söylemekle yetineceğim. Edirne İstanbul’a 238 km mesafesiyle yaklaşık 2,5 saatte ulaşılabilecek konumda.
1. Edirne’de Ulaşım
Edirne’ye toplu taşıma ile gelecekseniz 70tl vererek 2 saat 45 dakika gibi bir sürede ulaşabilirsiniz. Şehir içinde gezilecek çoğu yer yürüme mesafesinde olduğu için şehir içi araç kiralamanıza gerek yok. Meriç nehri ve Karaağaç Tren İstasyonu gibi merkeze biraz uzak olan yerlere şehir içi otobüslerle ulaşım sağlayabilirsiniz. Şehir içi otobüs hattı, numarası ve kalkış saatlerini https://moovitapp.com/index/tr/toplu_ta%C5%9F%C4%B1ma-lines-Edirne-6090-1834632 linkinden öğrenebilirsiniz.
2. Edirne’de Konaklama

Edirne merkezi bir günde gezilebilecek olsa da bir gece kalıp Meriç nehri kenarında piknik yapmayı düşünüyorsanız Edirne Merkez Öğretmenevi’nde çok uygun fiyata konaklama yapabilirsiniz. Yol üzerinde Keşan ve Uzunköprü Öğretmenevleri de değerlendirilebilir. Eğer buralarda yer bulamazsanız ve ikiden fazla kişiyseniz https://www.airbnb.com.tr/ uygulamasından çok güzel evler bulabilirsiniz.
3. Edirne’de Gezilecek Yerler
3.1. Selimiye Cami

Edirne’de gezilecek yerler denilince ilk akla gelen şüphesiz Mimar Sinan’ın ustalık eserim diye nitelendirdiği Selimiye Cami. Selimiye aslında Osmanlı’nın devrinde dünyanın hakimi olduğunu simgeleyen eser diyebiliriz. İstanbul’un fethinden sonra Ayasofya’nın kubbesi kadar geniş bir kubbeye sahip hiçbir cami olmaması Hıristiyan dünyasında yeryüzünün hakimi olan dinin Hıristiyanlık olduğu inancını geliştirmiştir. Bu düşünce yapısını çürütüp cihanın hakimi olma davasını mimari eserleriyle ortaya koymaya çalışan Mimar Sinan yılların birikimiyle Selimiye’yi inşa etmek için kolları sıvar. Selimiye, yeryüzünün en geniş tek kubbe yapısıyla evrenin yaratıcısının tek ve yüce olduğunu gözler önüne sermektedir.

Selimiye, Mimar Sinan’ın pek çok mimari yetkinliğini ortaya koyduğu, 6 metre genişliğindeki 8 fil ayağı üzerine oturtulmuş 31,30 metre çapıyla Ayasofya’yı geride bıraktığı eseridir. UNESCO tarafından dünya miras listesine alına Selimiye’nin 4 köşesindeki minareleri de oldukça ilgi çekicidir. Minarede üçü de birbirini görmeyecek şekilde üç farklı giriş merdiveni bulunur.
Fiziki yapısı kadar caminin iç süslemeleri de klasik dönemin zirve yaptığı, sadeliğin ve ihtişamın gözler önüne serildiği süslemeleriyle ziyaret edenlere huzur verir. Mermerden yapılan minber ve mihrabının yanı sıra 12 mermer sütun üzerine oturtulmuş müezzin mahfili de altın varaklı edirnekari işlemeleri ve ahşap yapısıyla göz doldurur. Müezzin mahfilinin sol ön ayağındaki mermerin iç tarafında ters duran bir lale motifi vardır. Bu lale için pek çok rivayet mevcut. İlk rivayet caminin arsasında lale bahçesi olan bir gayr-ı müslim kadının arazisini vermek istememesi üzerine buraya onu simgeleyen lale motifi işlenmiş denilir. İkinci rivayet ki en akıllara durgunluk vereni lalenin yıllar içinde yere doğru kaydığı ve yerle temas ettiğinde kıyametin kopacağıdır. Son olarak da Mimar Sinan camiyi inşa ederken vefat eden torunu Fatma’nın anısına buraya lale motifi iliştirmiştir derler. Hangisi doğrudur bilinmez ama camiye her girenin lale nerde lale diyerek ters laleyi aradığı bir gerçek.
3.2. Eski Cami

Konyalı Mimar Hacı Alaaddin tarafından 1403-1414 yılları arasında inşa edilen Eski Cami sizi en az Selimiye kadar etkileyecek bir yapıya sahip. Şehrin ilk ulu camisi olduğu için dönemin padişahlarından III. Mustafa ve II. Ahmet’in kılıç kuşanma törenleri bu camide yapılmıştır. Bu kılıç kuşanma geleneği günümüzde de simgesel olarak cami imamları tarafından devam ettirilir. İmamlar cuma hutbelerine kılıçla çıkarlar.
“Selimiye’nin yapısı, Eski Cami’nin yazısı, Üç Şerefeli Cami’nin kapısı”
Duvarlarındaki devasa hat yazılarıyla bir an size Bursa Ulu Cami’yi anımsatacak olan Eski Cami’nin atmosferinin bana Ulu Cami’den daha samimi geldiğini de söylemeden geçemeyeceğim. Belki de Ulu Cami kadar turist akınına uğramayıp daha bakir kaldığındandır, kim bilir. Dokuz kubbesiyle çok kubbeli camiler sınıfında yer alan Eski Cami’nin restore edilmemiş süslemeleri ve minberinin dış yüzeyindeki rumi motifleri sizi alıp tarihin derin sularına götürecek.
3.3. Üç Şerefeli Cami (Burmalı Cami)

Mimar Sinan’ı Mimar Sinan yapan o eşsiz mimari formlarına kavuşmasını sağlayan, Üç Şerefeli Cami’den aldığı örnek yapılardır diyebiliriz. Mimar Sinan, Selimiye’nin minarelerini üç farklı girişle yaparken ve enine genişleyen ana kubbe yapısını tasarlarken Üç Şerefeli Cami’yi model almıştır. Caminin üç şerefeli minaresinden başka birbirinden farklı uzunlukta ve genişlikte tasarlanan toplam 4 minaresi vardır. Diğer ismini aldığı Burmalı minaresi de oldukça estetik bir görünüme sahiptir.
Üç Şerefeli Cami, çok kubbeli cami formundan tek kubbeli sisteme geçişin ilk örneği olarak ön plana çıkar. Dönemin şartları zorlanarak 1433-1447 tarihleri arasında eşsiz bir ulu cami ortaya çıkarılmıştır.
3.4. Selimiye Vakfı Müzesi

Selimiye Cami’sinin bahçesinde bulunan girişi ücretsiz bir müze. Külliyenin medrese bölümü müzeye çevrildiği için ufak ufak odalara girip çıkarak geziyorsunuz. Her bir odayı farklı bir eser türüne ayırmışlar. İslam kültürü ve sanatlarıyla ilgili eserler sergileniyor.
3.5. Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Burası da yine Selimiye’nin bahçesinde yer alıyor. Müze kart geçerli. Eğer müze kartınız yoksa giriş ücreti 12,5tl. Mimar Sinan’nın heykelinin de bulunduğu İslam kültürüne ait eserler sergileniyor.
3.6. Edirne Müzesi

Selimiye’den çıktığınızda yolun karşısında yer alan oldukça doyurucu bir müze. Giriş 15 tl, müze kartı geçerli. Girişinde sizi karşılayan Edirne’nin yöresel kıyafetleri gerçekten göz dolduruyor. Devamında Edirne’ye ev sahipliği yapmış devletlerden kalan tarihi eserler sergileniyor.
3.7. Saray Hamamı
Edirne’ye gelip sırtınıza bir kese attırmak istiyorsanız bu tarihi hamama uğramalısınız. Giriş ücreti 140 tl. Kadın erkek ayrı bölümleri var. Hem tarihi bir mekan gezeyim hem hamamda kırklanıyım diyenlere bire bir.
3.8. Edirne Kent Müzesi

Daha önceden konak olarak kullanılan daha sonra sahibinin izniyle müzeye dönüştürülen Kent Müzesi, ahşap yapısıyla göz dolduruyor. Giriş ücreti 5 tl, öğrenciye 3 tl. Özel müze olduğu için müze kart geçersiz. Giriş katından üst kata kadar kronolojik olarak Edirne tarihini, coğrafi yapısını anlaatan müzede eserden çok görsel ve akıllı ekranlar kullanılmış. Bilgiler ilgisi olanlar için oldukça doyurucu.
3.9. Saatli Medrese
Üç Şerefeli Cami’nin hemen yanında yer alan medrese şu an müze olarak kullanılıyor. Girişi ücretsiz. Müzede Fatih Sultan Mehmed’in çocukluğundan vefatına kadar olan hayatı görseller ve dijital ekranlarla sergileniyor.
3.10. Rüstem Paşa Kervansarayı
Bir dönem yolculara konaklama hizmeti veren kervansarayın üst katı halen otel olarak işletiliyor. Alt katına inip avlusunda güzel kareler yakalayabilir, bir türk kahvesi içebilirsiniz.
3.11. Ali Paşa Kapalı Çarşı

Klasik Osmanlı mimarisinde görmeye alışık olduğumuz kapalı çarşılardan. Hediyelik eşya alıp bir turlamak için ideal.
Bunun dışında Selimiye Arastası ve Bedesten Çarşısı’na da uğramanızı tavsiye ederim.
3.12. Meriç Köprüsü

Tarihi Meriç Köprüsü’nü en rahat görebileceğiniz yer Lalezar’ın bahçesi diyebilirim. Gün batımında uğramanızı tavsiye ederim. Gelmişken bir kahve içebilirsiniz. Eğer erken saatlerde geldiyseniz Meriç Nehri’ne karşı kahvaltı yapmak da güzel bir fikir olur.
3.13. Karaağaç Tarihi Tren Garı

Yıllarca göçmenlere ve yolculara hizmet vermiş tarihi gara uğramadan Edirne gezimizi bitirmiyoruz. Garda rayların üzerinde sabitlenmiş bir tarihi tren var ki fotoğraf çekenlerin akınına uğruyor. Gar binası şu an Fakülte olarak kullanılıyor. Geniş bahçesi yürüyüş yapmak için ideal. Bahçede aynı zamanda Lozan Anıtı yer alıyor.
4. Edirne’de Ne Yenilir?
4.1. Tava Ciğeri
Edirne’ye gelip ne yiyeceğiz diye düşünmenize hiç gerek yok. Tava ciğeri der geçerim. Ama ben ciğer yemiyorum diyorsanız da ismini vereceğim lokantada mutlaka deneyin, pişman olmazsınız.

Aydın Tava Ciğer
1998 yılından beri faaliyet gösteren lokantaya gittiğinizde önünde oluşan kuyruktan sizi ne denli lezzetli bir ciğerin beklediğini anlayabilirsiniz. Zarı soyulmuş dana ciğeri ince ince kesilip, una batırılarak kızartılıyor. Yok böyle bir lezzet. Ömrümde yediğim en yumuşak ve lezzetli dana ciğeri diyebilirim. Yanında söğüş ve cacık harika oluyor. Yerli acı biberlerinin de tadına bakmalısınız.
4.2. Badem Ezmesi

Edirne’nin yöresel tatlarından badem ezmesi tam hediye olarak ailenize götürmelik. Çayın kahvenin yanında inanılmaz güzel gidiyor. Tatlı sevmeyenlere biraz ağır gelebilir ama tadını denemekte fayda var.
4.3. Kavala Kurabiyesi
Edirne’nin en meşhuru diyebileceğimiz kavala kurabiyesini alırken tereyağlı olmasına dikkat edin. Pek çok marka olmasına rağmen benim deneyip beğendiğim ve gözüm kapalı tavsiye edebileceğim Arslanzade. Kurabiye, ezme, kallavi, deva-i misk gibi pek çok ürünleri mevcut. Paket kurabiyeler açıldıktan sonra 10 gün kadar tazeliğini koruyor. En güzel yanı ise özlediğinizde online sipariş verebileceğiniz sitelerinin olması. https://www.arslanzade.com.tr/ bu linkten ürünlerine ulaşabilirsiniz.