Merhaba sevgili dost, ben tozlu pusula peşine düşmüş bir seyahat severim. Fırsatını bulduğum her anda seyahat etmenin yollarını kovalarım. Kimi zaman haftalar kimi zaman ise günün herhangi bir cüzünde seyahat edebilecek potansiyele sahip olmanın verdiği mutlulukla, “Aman canım bu kadar az vakit için gitmeye değmez.” bahanelerine sığınmadan kendini yollara veren bir seyahat severin blogundasın, umarım keyifli vakit geçirirsin. Bu blogda sana kadın olarak da tek başına nasıl gezilebildiğini göstermenin yanı sıra başörtülü bir kadın olarak tek başına nasıl gezebildiğimden bol bol bahsedeceğim. Amacımın elbette tüm kadınlar tek başlarına gezmeli, kimseye muhtaç olmamalı, başörtülüler artık marjinal bir kimliğe bürünmeli vs. gibi feminizm kokan sloganların çok çok üzerinde olduğunu baştan belirtmemde fayda var. Seyahat etmek isteyip cesaret edemeyenlere bir nebze de olsa cesaret vermek, başörtülü olduğu için seyahat ederken acaba nasıl karşılanırım kaygısı güdenlerin kaygılarının ne kadar yersiz olduğunu göstermek, sınırlarımızı zorlayarak başarabileceklerimizin farkında olmak, başka bir hayata sadece bir adım mesafede olduğumuzu göstermek için buradayım. Seyahat çocukluğumdan itibaren başlıca ilgi alanım olduğu için ekonomik özgürlüğümü yakalar yakalamaz yollara düştüm. İlk önce Artvin ve Batum turuna katıldım. Tur çok eğlenceli geçmesine rağmen daha özgür seyahat edebilmek adına arkadaş gruplarıyla tatil günlerinde ufak seyahatler gerçekleştirdik. Bu şekilde Doğu ve Güney Doğu’nun pek çok …
Aylık Arşivler